1 Temmuz 2012 Pazar

Sizden baska birisi cocugunuza kizarsa...

Ne yaparsiniz?

Ben genellikle mantıklı bir sebebi varsa ve tarzında da bir anormallik yoksa bırakırım uyarsın...Deniz'in tepkisine de bakarım tabii. Doğrusu her türlü çıldırıklığına rağmen bizim cüce çok da başkasından zılgıt yemeyi hak edecek hareketler yapmaz - en azından dışarda!:)

Fakat geçen gün gerçekleşen bir olay gerçekten sinirlerimi hoplattı, veremediğim tepki içimde patladı, Deniz'in verdiği tepki ise beni bir nebze olsun rahatlattı...

Bizi izleyenler bilir, Caddebostan'daki Il Padrino en sevdigimiz mekanlardan birisidir. Mert ile ben lise çağlarımızdan beri müdavimiyizdir, Deniz adam ise bebekliğinden beri ayda en az 2 kez Il Padrino köftesi ya da pizza'sı yer:). Mekanın garsonları Deniz'i son derece iyi tanırlar, yakınlık gösterirler, gerekirse ağır abi olurlar ve biz kendimizi çook rahat hissederiz.

Geçen Perşembe babamlarla birlikte Il Padrino'ya gittiğimizde hem rüzgar olduğundan, hem de dışarda çok fazla boş masa kalmadığından içerdeki masalardan birine oturduk. Yemeklerimizi güzel güzel yedikten sonra Deniz, teyzesi ve ben, her zaman yaptığımız gibi bahçeye çıktık. Yine her zamanki alışkanlığı kapsamında Deniz bahçeyi çevreleyen tuğla set üzerinde yürümeye başladı...hem de artık dengesini daha iyi sağladığından tek başına! Kendini bu şekilde test etmeyi sevmeyen çocuk tanımıyorum, son derece normal bir çocuk davranışıdır bence, ve Deniz bu işi kimseleri de rahatsız etmeden güzel güzel yürütüyordu.

İşte tam o sırada, gerçekten bugüne kadar gördüğüm en "rahatsız" insanlardan biriyle müşerref olduk. Kendisi eşiyle yemeğe gelmişti, bahçenin köşe masalarından birisinde oturuyordu ve Deniz kendisine yaklaştığı an "çocuğum dur!" dedi. Deniz de "yok ben güzel güzel yürüyorum, çok dikkat ediyorum" diye kendisine son derece mantıklı bir cevap verdi. Ben adamın yüzünde minik bir tebessüm, ya da esprili bir söz beklerken, adamdan şöyle bir tepki geldi: "Git, git!" Bildiğiniz kovdu yani Deniz'i. Biz Serra'yla kitlendik kaldık. Deniz indi, "tamam gidiyorum" dedi ve içeriye yürüdü. Baktım ağlayacak mı filan diye, yok. "Amca istemedi orada yürümemi...allah allah" dedi bir de içeri girerken. O sırada bizimkiler de kalkıyorlardı, hep birlikte dışarı çıktık. Babam - adeti olduğu üzere - Deniz'e "haydi gel, cambazlık yapalım!" dedi neşeyle. Deniz "yok, o amca kızıyor" deyip babamı vazgeçirdi. Hepimiz olayın şaşkınlığı ve şokuyla oradan uzaklaşırken, Mert'le babam bu adamın kim olduğunu farkettiler! Kendisi ülkemizin - en kibar deyimiyle - en "pislik" köşe yazarlarından birisi. Eşi de gazeteci (sanırım kendisi kadar pislik değil, ya da etkisiz eleman). Kim olduklarını buraya yazmıyorum, özelden soran olursa memnuniyetle söylerim. Tam giderken eşiyle bir diyaloglarına da şahit oldum, anladım ki adam gerçekten hasta. Sanırım kitlenmemin sebebi de o.

Şimdiiii, böyle bir olay karşısında ne yapmalıydım acaba? Mert'le babama kalsa, adama girişirlerdi! Konu uzasaydı, muhtemelen ben de girişirdim. Açıkçası beni Deniz'in tepkisi (ya da tepkisizliği) frenledi. Ama içimde de ciddi bir ukte kaldı. Azıcık rahatlayayım diye buraya yazdım. Bir de merak ettim, çocuğuma hakaret eden adama saldırırsam ceza yer miyim???

Öperim,
1anda

6 yorum:

  1. Ben esimin bile ogluma kizmasini kabullenemezken baska birinin bu hareketi karsisinda cirkinlesebilirdim. Aferin Deniz'e gerekeni yapmis ama. Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Hımm ince konular.
    İl Padrino yu bende çok severim ama niyeyse 16-17 yıldır uğramıyorum iyi mi!

    O adam nedense bana Hasan isimli gibi geldi. Neyse. vaktin olursa bana yaz olur mu e-posta dan.

    Ben kesin Ada sız çıkışırdım adama, beni üzdünüz başkalarını üzmeyin diye.

    Deniz e de bayıldım. Adam Deniz mi olmuş ne.

    Sakin anne Çiğdem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Hasan değil...söylerim adını sana bilahere:)

      Il Padrino'ya bir gün beraber gideriz belki?

      Sil
  3. Vayy Deniz'in efendiliğine ve genişliğine bayıldım. Bende Deniz gibi olabilmek istiyorum.. Adama da tek lafım var ÖKÜZ...

    YanıtlaSil
  4. Böylelerini istemiyorum hayatımda, çevremde, ülkemde, hatta dünyada mümkünse... Ama en çok çocuklarımızın etrafında. Zor mevzular.

    Bazen miniklerimiz bizden daha güzel kalkıyorlar hayatın altından değil mi?

    YanıtlaSil


  5. Bu Aso tasarruf ve kredi kredi sirketidir. kisisel is için bir kredi gerekiyor, ya da tüm temizlemek için kredi ihtiyaciniz varsa

    Daha fazla bilgi için evisloanfirm@gmail.com: fatura lütfen bizim bizim burada e-posta ile temasa geçin. Bilginiz için, firmamiz

    Eger ilgileniyorsaniz lütfen bize geri almak hemen kredi ile halletmek için,% 2 faiz oraniyla kredi vermek
    2z
    Onay belgesine aktarmak.


    Dolgu ve dönüs

    (1) Tam adi: ....................
    (2) Kredi Tutari: ...............
    (3) Kredi Süre: ..............
    (4) Cinsiyet: .........................
    (5) Cinsiyet: ...............
    (6) Ülke:
    (7) Ev adresi: .........
    (8) E-posta adresi:
    (9) Telefon numarasi: ...........

    Bay Evis Philip

    YanıtlaSil