2 Mayıs 2013 Perşembe

Ben Biranda, Nasıl Bir Anneyim?


Geçen gece yatarken Deniz'e sordum bu soruyu. "Komik bir annesin, sevgi dolu bir annesin, bazen coşuyorsun" diye cevapladı. O "bazen coşuyorsun" kısmını çok deşmedim, sanırım hem iyi hem kötü bir anlam taşıyordu!

Bir kere kesinlikle anneme benzeyen bir anneyim. İstemesem de. Dibine kadar eleştirsem de. Sinir olsam da. Tabii için için gurur duyduğum yanlar da çokça var ama, daha çok sinir olduğum yönler geliyor aklıma nedense:).  Annemin en çok bana "hadi" demesine takılırdım. Ben "hadi" dememeye çalışıyorum, ama bu sefer de kendimi 5656534 defa "Denizciim, bak bekliyorum ben seni anneciim" derken buluyorum. O an kendi ağzımın ortasına bir yumruk indirmek istiyorum! Neyse Deniz ağzımın payını veriyor çoğu kez. "Anne sen beni sağır filan mı sandın? Geliyorum dediysem işimi bitirip geliyorum". İşte o kadar. Susup oturuyorum aşağı.

Gelelim oğluşumun tanımına. Komik bir anne olduğumu söylemesine sevindim. Birlikte eğleniyoruz, burası bir gerçek. Hem de eeen aptal halimizle. Demek bunu o da takdir etmiş:). Sevgi doluluğumun bazen bizden taştığı da bir gerçek. Çocuğu mıncırmadan duramıyorum! Bir de kıyamıyorum arkadaş, dudak büzmesine kıyamıyorum! Hemen yelkenleri suya indiriveriyorum. Bu açıdan eğitmeye çalışıyorum kendimi. Ödün vermemeye çalışıyorum filan. Ama daha çok yolum var, farkındayım.
"Bazen coşma" ise biraz arada ses yükseltmeyle, biraz da tam tersi onunla birlikte sapıtma potansiyelimle alakalı sanıyorum. Sesimi şu aralar olabildiğince alçak tutmaya çalışıyorum. Nefes egzersizleri işe yarıyor, tavsiye ederim:).

Başka başkaaa...aslında rahat bir anneyim, ya da en azından şu geçen kışın öksürüklü 2 ayına kadar daha rahattım. O iki aydan sonra hastalık konusunda biraz takıntılı oldum, kabul ediyorum. Ama en azından bunun farkındayım, değil mi? Ben farkına varmasam da bu sefer Mert getiriyor beni kendime:).

Aa, bir de akademik disiplin olayı var. Ben öyle gördüm, napalım, okulla ilgili her bir konu pek bir mühim benim dünyamda! Okuldan etkinlik için atık malzeme mi istendi, evin en önemli konusu oluveriyor! Vallahi hırslı filan değilimdir, beni bilen çok iyi bilir, ama eksik kalmamak hissi midir, yoksa daha derin nedenleri mi vardır bilmem, bu özelliğimi anneliğime de pek bir yansıtıyorum.

Son 1-2 yılda, özellikle Deniz okula başladıktan sonra kendimi çok eğittiğim bir konu ise müdahelecilik - daha doğrusu müdaheleci olmama yönünde. Özellikle tüm duyguları yaşaması için olabildiğince rahat bırakmaya çalışıyorum onu. Ama bazen "kıyamama" özelliğim giriyor devreye işte (bkz. 3 paragraf öncesi). Neyse, öğreniyorum işte.

An itibarıyla 41 yaşımı bitiriyorum. Ama aynı zamanda 4,3 yaşındayım ben. Ee, ne demişler, her bebek doğduğunda bir anne doğar aynı zamanda...

Bir de çok ağlak bir anneyim ben, bilmem söylememe gerek var mı...